14 Nisan 2015 Salı

SEZARYENLE DOĞUM

Sezaryenle doğum, annenin karın duvarından kesi yapılarak rahme ulaşıp bebeğin doğumunun gerçekleştirilmesidir. Normal doğumun riskli olduğu ve gerçekleşmesinin mümkün olmadığı durumlarda veya annenin kişisel tercihi doğrultusunda uygulanabilir. Ayrıca sezaryene doğum başladıktan sonra da ( doğumun birinci ya da ikinci evresinde ) karar verilebilir.
Sezaryenle doğuma şu durumlarda karar verilir:
  • Bebeğin beklenenden daha önce plasentadan ayrılması çeşitli sorunlara neden olabilir. Bu durumda hemen sezaryen uygulanmalıdır.
  • Eğer bebek rahim ağzına yerleşir ve rahimden geçişi imkansız hale gelirse sezaryen gerekebilir. Bu durumda sezaryene karar vermek için doğuma yakın zamana kadar beklemek gerekir. Çünkü rahim genişleyip bebeğin geçebileceği büyüklüğe ulaşabilir.
  • Rahim ağzında ya da doğum kanalında oluşabilecek olan kitlelerin doğumu güçleştireceğine kanaat getirilirse sezaryen tercih edilebilir.
  • Bebek olması gereken pozisyon ( baş aşağı ) dışında yan veya ters ( ilk önce bacaklar çıkacak şekilde ) duruyorsa sezaryenle doğum gerçekleştirilir.
  • Doktorun muayene sırasında ölçtüğü pelvis çapı ( conjugata diagonalis ) olması gerekenden küçükse bebeğin başının geçişi zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği için sezaryene karar verilir. ( Pelvis muayenesi otuz yedinci haftada yapılır )
  • Bebeğin normal doğumun gerçekleşmesini riskli hale getirecek kadar iri olması durumunda sezaryenle doğuma karar verilebilir.
  •  Bebeği anneye bağlayan kordonda dolanma olduğu takdirde bebek için risk oluşturabileceği için sezaryen tercih edilir.
  • Şeker hastalığı, kalp, beyin ve bel rahatsızlıkları olan anne adaylarında doktor riskleri gözeterek uygun gördüğü takdirde sezaryene karar verebilir.
  • Vajinismus şikayeti olan anne adaylarında doktorun rutin muayenesini engelleyen istemsiz kasılmalardandolayı çeşitli risk faktörleri gözetilerek sezaryenle doğuma karar verilebilir.
  • Bebeğin yaşaması için engel teşkil etmeyen anomaliler ( örneğin sinir açıklığı defektleri ) bebeğin doğum kanalından geçişini zorlaştırabilir. Bu durumda sezaryenle doğumun gerçekleştirilmesi gerekir.
  • Doğumun uzaması durumunda anneye suni sancı ( oksitosin hormonu ) verildiği halde doğum eylemi başlamıyorsa sezaryenle doğum tercih edilir.
  • Doğum sırasında ya da daha önce bebeğin kalp ritminde bir bozukluk teşhis edilirse hemen sezaryenle doğuma geçilir.
  • Anne adayı daha önce sezaryenle doğum yapmışsa doktor çeşitli koşulları gözeterek sezaryene karar verebilir.
  • Daha önce de belirttiğimiz gibi çiftlerin herhangi bir nedenden dolayı normal doğumu istemedikleri takdirde sezaryenle doğum yapılır.
Sezaryen ameliyatından en az 6 saat önce herhangi bir şey yeme ve içmeyi kesmek gerekir. Ameliyata hazırlık olarak ise ilk olarak gebenin kan tetkikleri yapılır. Gerekli görüldüğü takdirde gebeye lavman uygulanabilir ve bağırsakları boşaltılır. Gebenin kalp atışlarını, kanındaki oksijen miktarını takip etmek için gebe kişiye cihazlar bağlanır, serum takılır. Daha sonra anesteziyle gebe uyutulur. Son olarak ise gebeye kürar denen bir kimyasal madde verilerek kişinin tüm kas faaliyetleri bloke edilir. Gebenin solunum faaliyetinin aksamaması için suni solunum uygulanır.
Sezaryen ameliyatı yaklaşık olarak kırk beş dakika sürer. Bunun yaklaşık beş dakikalık bölümünde bebeğin doğumu gerçekleştirilir. Kalan zamanda ise diğer parçaların ( plasenta ve zarları ) çıkarılması, açılan bölgelerin temizliği, kapatılıp dikiş atılması gerçekleştirilir. Sezaryende ilk olarak karnın alt bölgesinden bir kesi yapılır. Bu kesinin büyüklüğü yaklaşık olarak 10-15 cm civarındadır. Daha sonra cilt altı yağ tabakası kesilerek rektus kasının kılıfına (facia ) ulaşılır. Önce bu kılıf daha sonra rektus kası açılır. Karın dış zarının ( periton ) da kesilmesiyle karın boşluğuna erişilir. Karın boşluğunda bulunan rahmin üzerindeki zar ve ardından rahim kası ( myometrium ) bebeğin geçebileceği büyüklükte kesilir. Böylece amniyon kesesi içindeki bebeğe ulaşılmış olur. Son olarak amniyon kesesi de yırtılır ve bebeğin önce başı sonra vücudunun diğer kısımları çıkarılır. Bebeğin göbek bağı kesilerek bağlanır. Plasenta ve zarları çıkarıldıktan sonra rahmin içi temizlenir ve açılmış olan tabakalar tek tek kontrolü yapılarak dikilir. Daha sonra anne uyandırılır. Normal koşullar altında anne ve bebek iki gün hastanede kontrol altında tutulur.
Ameliyatın ardından odasına alınan annenin tansiyonu, kalp atışları sürekli kontrol altında tutulur, anneye serum verilir. Anne ameliyattan yaklaşık olarak sekiz saat sonra ayağa kalkabilir ve hafif sulu yiyecekler alabilir. Ameliyattan sonraki ilk gün eğer anneye sonda takılmışsa çıkarılır. Serum artık verilmez ve anne gaz yapmayan hafif gıdalar almaya başlayabilir. İkinci gün eğer doktor herhangi bir sakınca belirtmemişse anne duş alabilir. Genelde ikinci günde anne ve bebeği taburcu edilir ve hastaneden çıktıktan 1-2 gün sonra annenin dikişleri doktor tarafından alınır. Belli bir süre zarfında annenin bazı şeylere dikkat etmesi gerekir. Ağır fiziksel aktiviteden kaçınmalı fakat aktif olmaya özen göstermelidir. Enfeksiyon riski olduğu için havuza girmemelidir. Doktorun verdiği ilaçları düzenli olarak kullanmalıdır. Gaz yapan, ağır yiyeceklerden uzak durmalı, yeterince su tüketmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder